Bir arı kovanı – Şumen’in Hitrino köyünden Mustafa İbram’ın babası Apturaman’dan miras aldığı en değerli şeylerden biri budur. 100 yıl 6 ay yaşamış olan dede, arı balı olmadan sofraya oturmazdı. Ondan örnek alan oğlu da şimdi aynısını yapar.
Daha evvel büyük sayıda kovanı bulunan Apturaman dede, hayatının sonuna doğru sayısını önce 15’e, Hitrino’daki tren kazasından sonra ise 7’ye azalttı. Kendine tek bir kovan bırakan oğlu ise arıların bu yıl gibi kuraklık bir senede bile 20 kilogram ürün verdiklerini ve bu miktarın şifa kaynağı niyetine kullanılmak için yeterli olduğunu anlattı. Eskiden arıcılara tanınan ayrıcalıkların artık kalmadığını öne süren Mustafa, Türkiye’de de yaşamış olduğunu fakat yerinin burada olduğunu hissettiği için Bulgaristan’a döndüğünü anlattı. Bütün hikayeyi Şumen Radyosu’ndan iş arkadaşımız Tsvetelina Georgieva’nın röportajı ile aktarıyoruz.
Mustafa İbram, 76 yaşında olduğunu göstermiyor. Belki de 100 yaşına kadar yaşamış olan bir babanın oğlu olduğu ve uzun ömür reçetesini ondan miras aldığı içindir. Uzun yaşam reçetesini sorarsanız, çok basittir – arı balı. Hitrino köyünden Apturaman dedenin hayatında arı ürünü bir an olsun eksik olmadı. Önce tek başına 50 kovana bakan adam, zamanla sayısını 15’e indirdi. Oğlu ise miras olarak aldığı tek bir kovanın sahibi olmaktan mutlu. Mustafa, aynen babası gibi kendisinin de bal kavanozunu yanından hiç ayırmadığını paylaştı:
“Sabah, öğlen, akşam bir iki kaşık bal yiyor, ya da ekmek diliminin üzerine sürüyorum. Şeker hastalığı açısından da sakıncası yok. Balda şeker yok, çünkü arı, iksiri çiçekten alır. Biz şurup vermeyiz” diyen kovan sahibi, balın uzun ömür kaynağı olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:
“Olabilir. Uzmanlar faydalı olduğunu söylüyor. Ne kadar faydalı olduğunu bilmem, ama babam balsız kalmazdı. Oysa kendisi hep ağır işlerde çalıştı. İnşaatçıydı. Buna rağmen 100 yıl 6 ay yaşadı.”
Yılın kurak olmasına rağmen işçi arıların 20 kilogram bal verdiğini anlatan eski madenci, hem Bulgaristan’da hem Türkiye’de yaşamış olduğunu paylaştı ve eskiden ülkemizde arı yetiştiricilerinin ayrıcalık sahibi olduklarını hatırlattı
“Bıldır, birçok insanın arıları öldü, ama devletten hiçbir şey almadılar. Arıcılara sigorta tanınmıyor. Oysa babama zamanında bu gibi durumlarda ödemeler yapılırdı. Günümüzde sık sık zehirlemeler olur. Özel sektörde herkes tarlasına gübre atar, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde arıları zehirler. Geçmişte ise Drentsi köyü tarafında uçakla yapılan zirai ilaçlama sonucu arılar zehirlenince TKZS ödemeler yaptı. O dönemde 1. sınıf balın fiyatı 3,80’di. Diğer sınıflar ise 3 levadan, 3 leva 20 stotinkadan alınırdı. 5 tonun olsa dahi, numune alınıp sınıflandırma yapılınca bal toptan alınıp parası hemen ödenirdi. Arıcıların ihtiyacı olan şeker ve petekler indirimli verilirdi, arıcılara ayrıcalık tanınırdı. Şimdi ise balı olan pazara çıkıp kavanozları tek tek satmak durumunda. ”
Apturaman dedenin paha biçilmez yadigârı olan kovanı Mustafa’dan miras alacak kimse var mı acaba?
“Yok. Oğlum 4 yıldır İngiltere’de. Bence hiç dönmeyecekler. Türkiye’de dairem var. Boş duruyor. Bizden sonra bu ev de boş kalacak, ya da satılacak. Birbirinden örnek alan gençler yurt dışına gidiyorlar” diyen Mustafa, hayat Türkiye’de mi yoksa Bulgaristan’da daha güzel sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Ben burada iyiyim. 32 yaşıma kadar burada yaşadım. Türkiye’de kötü müyüm? Değilim. Emekliliğim var. Dairem var. Ama ben burada iyiyim. Her kuş, yeri neredeyse orada cıvıldar.”
Kaynak : BNR Şumen Radyosu
Röportaj : Tsvetelina Georgieva
Çeviri : Tanya Blagova
Foto: Şumen RadyosuDünyaca ünlü keman sanatçısı ve Amsterdam Kraliyet Concergebow Orkestrası Baş Kemancısı Vesko Pantaleev – Eschkenazy, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Oy verme hakkımı kullanabiliyor ve bunu yapmamın mümkün olduğu bir yerde bulunuyorsam sandık başına..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’nin muhabiri Mariya Petrova, Edirne’de 27 Ekim seçimleri öncesi herhangi bir gerginlik yaşanmadığını ancak Bulgaristan’daki siyasi duruma ilişkin güçlü bir hayal kırıklığı olduğundan bölgede aktif oy kullanma..
Rodoplarda büyük bir köy olan Ribnovo yıllar içinde çok farklı ve değişik olan düğünleriyle gündeme geliyor. Ribnovo geleneksel düğün ve gelin yüzünü boyama ve süsleme tekniği UNESCO dünya miras listesinin “yaşayan insan hazineleri” listesine aday..
Burgas Tam Teşekkülü Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan açıklamada diyabetik ayak tedavisinde hastanın kendi dokusu kullanılarak yapay..