“Ölüler Şehri” olarak da adlandırılan Perperikon’un güney mahallesinde XIII–XIV. yüzyıllardan kalma 30 yeni mezar keşfedildi. Arkeologlar, bunlarla birlikte Orta Çağ’da kuşatma tekniğinde kullanılan 15 kiloluk bir savaş topuda ortaya çıkardı.

Keşifler, Eylül ayının sonu veya Ekim ayının başına kadar sürecek olan bu yılki arkeoloji sezonunun bir parçasıdır. Araştırma çalışmalarını yöneten Prof. Nikolay Ovçarov, BNR Kırcali Radyosu muhabiri Bojidar Cholakov’a konuşurken bulguların önemini anlattı:

“Sezonun ortasına gelmiş bulunuyoruz. Bulgar devletinden sağlanan özel finansman sayesinde araştırmaları güney mahallede de genişleterek 30 mezar daha ortaya çıkardık. Bununla artık yaklaşık 300 kabir içeren bu nekropolisin araştırmasını tamamlamış olduk.” – dedi Prof. Ovçarov.

Sözlerine göre, bulunan mezarlar XIII–XIV. yüzyıllarda yaşamış olup Hristiyan geleneğine göre toprağa verilen sıradan insanlara aittir:

“Yaşayanlar ve ölüler adeta bir aradaydı. İnsanlar, mevtalarını antik tapınakların kalıntıları arasında yer alan toprak evlerin çevresine gömüyorlardı. O dönemde insanların boyu bizden yaklaşık 20 santimetre daha kısa olduğu için bulunan iskeletlerin normal ebatta olduğunu söylemek mümkün.”

Yakın günlerde gün ışığına çıkarılan ve sansasyon niteliğinde bir bulgu olan savaş topu ise, aslında kuşatma makinelerinde kullanılan 15 kiloluk taş gülledir. Prof. Ovcharov, buluntuyu değerlendirirken şaka ile karıışık konuştu:

“Ortaçağ’daki HIMARS topçu sisteminin eşdeğeri. Bu taş atma makineleri gülleleri öyle bir güçle fırlatıyordu ki, bir kayaya çarptıklarında taş toplar paramparça oluyordu. Antik bir makineli tüfek misali olan bu makineler, Bizans tarihçisi Niketas Khoniates’in ifade ettiği gibi ortalıkta bulunan her şeyi yok ediyordu.

Pröfesör Ovcharov’a göre, bu tür kuşatma düzeneklerini yapan ustalara Avrupa’da büyük değer veriliyordu, Bulgar Çarı Kaloyan ise, Varna’nınve diğer Bizans ile Latin kalelerini ele geçirmek için onları başarılı şekilde kullanan en ünlü komutanlardan biriydi.

Arkeologlar araştırılan nekropollere dayanarak XIV. yüzyılda Perperikon nüfusunun 3 ila 5 bin kişi arasında olduğunu tahmin ediyorlar.

“Bu durum, Perperikon’u o dönem için ortalama büyüklükte olup Viyana veya Cenevre şehirleri ile kıyaslanabilecek bir Avrupa şehri haline getiriyor” diye konuştu Prof. Ovçarov.

Arkeologlar çalışmalarını geç Antik Çağ ve Roma dönemleri olmak üzere daha da kadim katmanlara yoğunlaştırıyor. Güney mahallede, III–IV. yüzyıldan kalma olan ve akropolisin güney kapısına çıkan bir cadde ortaya çıkarıldı. Ayrıca Roma İmparatorluğu’nun en önemli yollarından biri olan “Via Appia” yolu üzerindekilere benzeyen rotondaların, yani dairesel mozolelerin keşfedilmesi bekleniyor.

“Bu tür mozolelerde kentin en zengin sakinleri defnediliyordu. Çoğu daha sonraki dönemlerde ne yazık ki tahrip edildi, ancak günümüze ulaşan temelleri, bize değerli bilgiler sunuyor,” diye konuştu Prof. Ovçarov.

Arkeologlar çalışmalarına devam ederken, yurttan ve yurt dışından turistler akınına uğrayan Perperikon, bu yıl da Bulgaristan’daki kültür ve tarih turizminin öne çıkan simgelerinden biri olma statüsünü pekiştiriyor.

“Her gün binlerce turist kazı alanında dolaşıyor. Bilimsel çalışmalar, kültür turizmi ile el ele ilerlerken Perperikon yaşamaya devam ediyor” diye özetledi Prof. Nikolay Ovçarov.

Kaynak: BNR Kırcali Radyosu

Röportaj: Bojidar Cholakov

Çeviri: Tanya Blagova