22 Eylül 2020, Bulgaristan’ın Bağımsızlığı’nın 112. yıldönümü. Bu tarihi olay büyük önem taşıyor, çünkü Bulgarlar’ın beş asırlık Osmanlı hakimiyetine karşı yürüttükleri kurtuluş savaşlarının son noktasını koydu.
1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı, Bulgaristan’a Kurtuluşu getirdi, ancak birkaç ay sonra düzenlenen Berlin Kongresi kararına göre, kurtuluşuna yeni kavuşmuş Bulgaristan Prensliği Osmanlı İmparatorluğu vasal devleti oldu.
Berlin Kongresi, Bulgaristan Prensliği sınırları içersinde Tuna Nehri ile Sıra Dağları/Koca Balkan arasındaki ve dönemin Sofya Sancağı topraklarının kalmasını belirledi. Sıra Dağlar/Koca Balkan ile Rodoplar arasında Osmanli İmparatorluğu toprakları içinde özerk bir vilayet Doğu Rumeli kuruldu. Makedonya, Doğu Trakya ve Batı Tarkya, Osmanlı Sultan’ın egemenliğinde kaldı.
Bulgaristan halkı, Berlin Kongresi’nin kararlarını büyük bir hüsranla karşıladı ve sonraki yıllarda, tüm Bulgarların tek bir ülkede birleşmesi ve bağımsızlığına kavuşması, önde gelen siyasi ve devlet adamlarının karşı karşıya geldiği en büyük iki meydan okumalar oldu.
Birleşme, 6 Eylül 1885 tarihinde gerçekleşti. Doğu Rumeli, 1878 Berlin Kongresi kararlarına aykırı olarak Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak Bulgaristan Prensliği ile birleşti.
22 Eylül 1908 tarihinde ise Bulgaristan, Bulgar diplomasisinin bir dizi başarılı adımından sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparak Bağımsızlığı’nı ilan etmeyi başardı.
Böylece Bulgaristan devleti, dünya haritasında yeni bir ülke olarak uluslararası otoriteye sahip oldu ve bağımsız Avrupa ülkeleri arasında yer aldı, Bulgaristan hükümdarı Prens Ferdinand ise çarlık tacını giydi.
Arşivimizden seçtiğimiz yazıda konuyla ilgili daha fazla bilgileri okuyabilirsiniz.
Derleyen: Yoan Kolev
Çeviri: Şevkiye Çakır
İslâm dini, Cenab-ı Allah’ın mesajlarının insanlar arasından seçilen bir kul ve peygamber olan Hazreti Muhammed vasıtasıyla insanlığa ulaştırılıp onun örnek hayatıyla yaşayarak gösterilmesinden ibarettir. Allah, Hazreti Muhammed’i özel olarak seçmiş, özel..
Trapezitsa, Bulgaristan’ın Ortaçağ’daki başkenti Tırnovgrad’ın (günümüz Veliko Tırnovo şehri) meşhur üç tepesinden biridir. Şehrin kuzeybatısında yer alan tepe, Ortaçağ’da Bulgar çarlarının ve Bulgar patriğinin sarayları yer aldığı Tsarevets tepesinin..
Güreş, çok eskilere dayanan bir beden terbiyesi ve spordur. Farklı dönemlerde farklı şekillerde ve türüne göre kurallara uyularak yapılan bu spor Türkler tarafından çok rağbet görmüştür. Mertlik, cengâverlik, güç ifadesi ve gösterisi olarak görülen ve ferdî..