İslâm’ın esasında vahiy vardır. Vahiy, Allah’ın kelâmı Kur’ân-ı Kerim ve Hazreti Muhammed’in sünneti olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar İslâm’ın ana gövdesini teşkil eden naslar/kutsal metinlerdir. Bunların yorumlanmasını ve anlaşılmasını sağlayan ise akıldır. O yüzden nakil olarak adlandırılan Kur’ân ve hadisleri belirli ilkelere dayanarak akılla yorumlamak son derece önemlidir. İslâm tarihi içerisinde bunu gerçekleştirmek için İslâm alimleri ana ilkelere dayanarak ikincil yöntemler, çözüm üretici deliller geliştirmişlerdir. Ferî deliller olarak adlandırılan bu yorum yöntemleri ele alınacaktır.
Rupite köyü yakınlarındaki Heraclea Sintica antik kentinin batı nekropolünde sürdürülen kazılarda mezar taşı üzerinde ince işçiliği ile dikkat çeken mermer bir yüz bulundu. Keşif, MS 1.-2. yüzyılda yağmalanmış olduğu tahmin edilen bir mezarda..
Deliorman’da “Bırak şu nekesi...” dediklerini bazı büyüklerimizden duyardım. Bu ifadenin ne demek olduğunu tam anlamadığım hâşde olumsuz bir anlam taşıdığını fark etmiştim. Aslında “nekes”in Farsçadaki “nâ-kes” kelimesinden geldiğini ve harfıyen tercüme..
Muharrem ayını genelde Aşure Günü veya aşure yemeği ile özdeşleştiririz. Oysa Muharrem ayı sadece Aşure değil, Aşure ise sadece bir yemek değil... Mâh-ı Muharrem geldi mi bir taraftan Müslümanlar mâtem havasına girer. Çünkü Muharrem ayı Kerbelâ’da..
Güreş, çok eskilere dayanan bir beden terbiyesi ve spordur. Farklı dönemlerde farklı şekillerde ve türüne göre kurallara uyularak yapılan bu spor Türkler..