Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Zorluklar karşısında Allah'a yönelmek

Photo: BGNES

İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır”.

Bu sınamalar sırasında insanın sergileyeceği tavır çok önemlidir. Sınavı başarıyla geçmesi buna bağlıdır. İnsanın tâbi tutulacağı sınavlar ise çeşitlidir. Bazen zorlukla, bazen kolaylıkla, bazen yoklukla, bazen varlıkla, bazen evlâtla, bazen evlâtsızlıkla sınanır. Önemli olan ise insanın Kur’ân’ın ifadesiyle “serrâ” ve “darrâ” hâlinde, genişlik ve darlık zamanında kendisini yaratan ve yaşatan Yüce Rabbinden kopmamasıdır.

Ne yazık ki, insanoğlu, Rahman ve Rezzak olan Allah tarafından kendisine sunulan sayısız nimetlere rağmen, O’nu unutabilmekte, nankörlük edebilmekte ve hatta kendinde büyük bir güç görerek isyan edebilmektedir. Buna atıfta bulunarak Allah insanı “çok zulmeden ve çok nankör” bir varlık olarak vasıflandırmıştır. Buna rağmen insanın “aceleci ve zayıf” olduğunu bilen Allah, yaratmış olduğu en üstün varlığa hatırlatmalarda, yeri gelince ikaz ve hatta sert uyarılarda bulunmuştur ki, özünde olan iyiliğe ve kendisini Yaradana dönüp aslına ve yaratılış amacına uygun bir şekilde hareket ederek içinde bulunduğu sınavı başarıyla, güzellikle geçsin.

Bu doğrultuda bütün peygamberler ümmetlerine Allah’ın mesajlarını iletmişlerdir. Meselâ, insanlığın ikinci atası olarak kabul edilen ve peygamberlerin en uzun ömürlüsü olarak bilinen Hazreti Nuh, içinde yaşadığı topluluğa bulunduğu çağrıyla insanlığa evrensel bir mesaj iletmiştir: “Ey kavmim! Şüphesiz ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. Allah’a kulluk edin; O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin; ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve size belirli bir vadeye kadar süre tanısın. Şüphesiz Allah’ın belirlediği vade geldiğinde artık ertelenmez. Keşke ­bilseydiniz!”

Fakat bu açık çağrıya rağmen Nuh kavmi isyanında direnmiştir. Bunun üzerine “Nûh, “Rabbim” dedi, “Doğrusu ben kavmimi gece gündüz hakka çağırdım; Fakat benim çağrım sadece kaçışlarını arttırdı. Kendilerini bağışlaman için ben onları ne zaman çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar; elbiselerini başlarına bürüdüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.” Buna rağmen iyilik yolunda ısrarlı adımlarla yürüyen Hazreti Nuh, Allah’ın seçilmiş bir elçisi olarak insanlığa ilâhî rahmeti taşımaya devam etmiş ve şöyle demiştir: “Yine de ben onları açıkça çağırmaya devam ettim. Onlara açık da söyledim, yerine göre gizli de söyledim. Dedim ki: “Rabbinizden bağışlanmanızı dileyin -o, çok bağışlayıcıdır- ki üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Mallar ve oğullar vererek sizi desteklesin, size bahçeler versin ve sizin için ırmaklar akıtsın.”

İşte bütün bunlar bizi aslımıza dönmeye, Rabbimizle güçlü bir kulluk bağı kurarak O’nun rahmetine koşmaya davet etmektedir. Bu özellikle de yaşadığımız zor zamanlar için geçerlidir. Zira zorluklar karşısında insan yorulur, yılar, ezilir, büzülür ve çıkmaz bir sakağa girebilir. Oysa tam bu durumda insan, kendisini bilir ve özüne dönerse, orada kendisine uzatılan rahmet elini görür, çıkmaz sokak diye düşündüğü yerden kendisini çıkaracak ışığı fark eder.

Evet, Yüce Allah, kendisine inanan insana her zaman ümitli olma imkânı sunmaktadır. Ümit ise insanı yaşatır. Özellikle üzerine düşen sorumluluğu yerine getiren insanı ise yaşatmaktan da öte hem bu dünyada hem de ölüm ötesi ebedî hayatında huzurlu yapar. Öyleyse tövbe ve istiğfarla yönelelim Rabbimize, O’na ayarlayalım kalbimizin frekanslarını, açalım ellerimizi semaya, gizli-açık, gözü yaşlı ve ümit dolu bir yakarışla yalvaralım, görün o zaman gökten ne rahmetler iniyor, ne ummadığımız kapılar açılıyor…  




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan'ın bağımsızlığının ilan edildiği Veliko Tırnovo'daki Tsarevets Tepesi'nde bulunan anıt levha

1908’de ülkemiz tam özgürlüğe kavuştu

1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..

Eklenme 22.09.2024 05:15

Sofya’da düzenlenen festival İmparator II. Konstantius dönemini yeniden canlandırıyor

21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri   Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..

Eklenme 21.09.2024 07:35

Cuma öğleden sonra

Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesizniz.

Eklenme 20.09.2024 14:05