İnsanın hayır yaparak, bir taraftan Allah’ın rızasını kazanma isteği, diğer taraftan da insanlara, topluma ve hatta canlılara faydalı olma isteğini gerçekleştirdiği vakıflar, İslâm dini tarafından geniş bir şekilde ele alınmıştır. Bunun sonucunda vakıf la ilgili bir ilim dalı bile ortaya çıkmıştır. Fıkıh ilminin, yani İslâm hukukunun bir bölümü olarak gelişen vakıf/evkaf hukuku, vakıfların kuruluşunu, çeşitlerini, işleyişini ve idaresini çok detaylı bir şekilde belirli usul çerçevesinde ele almış, medrese ve üniversitelerde ders olarak okutulmuştur. Nitekim Şumen şehrinde 1930-1950 yılları arasında faaliyet gösteren Nüvvâb Medresesinin lise üstü üç yıl eğitim veren yüksek kısmında da Ahkâm-ı Evkaf adlı bir ders okunmuştur.
Vakıflara dair farklı meselelerin ele alındığı vakıf hükümleri ile ilgili bu ilim dalı, vakfın hukuk teorisi içerisindeki yerini, akit/sözleşme olup olmadığını, yani nasıl bir hukukî işlem söz konusu olduğunu ele aldığı gibi vakıfların çeşitlerini de ele almaktadır. Zira vakıflar başlangıçta basit bir şekilde ortaya çıkarken sonraları farklı ihtiyaçlardan doğan çeşitli vakıflar meydana getirilmiştir. Nitekim İslâm alimleri vakıfları anahatlarıyla vakfın mülkiyeti bakımından, kimlerin yararlandığı açısından ve kendilerinden nasıl faydalanıldığı yönünden üç kategoride değerlendirilip sahih ve gayr-ı sahih, hayrî ve zürrî, hayrât, müberrât ve müstagallât, musakkafât gibi türlere tasnif edilerek ona göre farklı hüküm ve uygulamalara yer verilmiştir.
Vakıflar, İslâmiyet’in insanı teşvik etmesi sonucu ortaya çıkan bir hayır türü olmakla beraber zamanla gelişip kurumlaşmışlar, bu da onların doğru bir şekilde işlevlerini yerine getirmeleri için bazı kurumsal ihtiyaçları ortaya çıkarmıştır. Özellikle vakıfların hukukî, malî, iktisadî ve sosyal yönlerinin olması ve bunların gündelik hayata yansımalarının bulunmasından dolayı vakıfların idaresi ve işletilmesi meselesi önemli bir konu olarak ortaya çıkmıştır. Bunun vakıflar hukuku kapsamında vakfın senet veya tüzüğü diyebileceğimiz vakfiye hazırlanması, bunun unsurları ve içeriği, kaydedilmesi, belirlenen şartların uygulanması ve bütün sürecin denetlenmesi ile ilgili birçok hüküm konmuştur. Bunların başında da vakıfların satılamayacağı, temellük edilemeyeceği ve hibe yapılamayacağı hususu gelmektedir. Bütün bu işleri yapan, takip eden ve denetleyen görevler ihdas edilmiş, hatta müesseseler kurularak vakıf konusunun önemi ortaya konmuştur.
“6 Mayıs Cesaret Günü ve Bulgar Ordusu Bayramı’nı kutladığımız b ugün da, ziyaretçilerimize açık hava sergimizdeki belki de en ilginç üç makineyi görme fırsatı sunacağız. Konuklarımız, Mi-2 ve Mi-8 helikopterleri n ve 2K 52 Frog “Luna-M” füze..
İslâm dini, insanın beden ve ruh sağlığını korumayı temel bir ilke olarak benimseyen bir ilâhî nizamdır. Bu amacını gerçekleştirmek için zarurât-ı hamse denen canı, dini, aklı, malı ve nesli korumayı esas alan kurallar koymuştur. İnsanın..
Bulgaristan, yaklaşık beş asırlık Osmanlı egemenliği ardından ulusal kurtuluşuna yol açan Nisan Ayaklanmasının 149. yılını kutluyor. Bir buçuk asır sonra, 1876 Nisan Ayaklanmasına katılan herkesin, ister lider ya da sıradan bir ihtilalci olsun,..